Sigara dumanlı odalardan, kapalı mekanlardan dışarı çıkıp, serin rüzgarı yüzümüzde hissederek etrafımıza baktığımızda sürprizlerle doludur, doğanın renklerle oynaşmayı sevdiği sonbahar... Yıllardır doğa yürüyüşlerinde gördüğümüz, sonbaharda renkleriyle bizi büyüleyen, kıpır kıpır kıpırdayan kıpkırmızı, sapsarı veya kahverengi bir ağaç dikkatimi çeker. Yeşil yapraklı çamların arasında olağanüstü bir görüntü oluştururlar. Beyaz bulutlarla süslenmiş masmavi gökyüzünün altında capcanlı renklerle güneşte pırıl pırıl parlarlar. En sevdiğim tablodur bu. Hep merak etmişimdir. Neden? Nasıl böyle canlı, nasıl böyle kıpır kıpırdır?
Sonunda tanıdım, öğrendim titrek kavağın öyküsünü ve daha da sevdim onu. Adını ince saplı, her renge bürünen yapraklarının en hafif rüzgarda bile güneş ışığında kıpır kıpır titreşmesinden ve pırıldamasından alıyor. Baktığınızda sizi gördüğüne sevinmiş, gözleri parlayan, yerinde duramayan bir yakınınızı görmüş gibi olursunuz. Yanılmıyorsunuz. Bu kıpır kıpır dostumuz, ormanlarda açılan en ufak boşluğu ilk dolduran ağaçtır. Ormancılar ona öncü ağaç diyorlar. Çeşitli nedenlerle açılmış yerlerde (yol yapımı, enerji hattı vb.) ilk o yetişir. Titrek kavak, orman örtüsü kalkmış alanların yeniden ormanlaşması için öncü görev üstlenir. Yangınlardan, kesimlerden sonra ormanı onarır. Yaralarını iyileştirir. Vücudumuzda açılan yaraları onarır, iyileştirir gibi... Belki de dünyamıza, ormanlarımıza, çevremize yaptıklarımızdan ötürü böylesine titrek...
26 Ekim 2003 Pazar günü Kırsal Çevre Derneği'nin Çubuk, Karagöl'de düzenlediği güzel geziden sonra Karagöl ormanları hakkında notlar. Ancak fotoğraflar, başka gezilerden. Çünkü meteoroloji o gün havanın aşırı yağışlı geçeceğine beni kesinlikle inandırdığı için yanıma fotoğraf makinemi almadım. Oysa hava durumu alabildiğine güzel ve güneşliydi. Akşam dönmeden önce göl kıyısında yediğimiz kiremitte alabalık da hoş bir sürpriz oldu. Aşağıdaki notlar Sn. Ahmet Demirtaş'tan ve Kırsal Çevre, Ormancılık Araştırma Derneği yayınından özetlenerek derlenmiştir. Titrek kavağın ve ormanın öyküsünü çok sevdim. Sizinle paylaşmak istedim:Karagöl, Ankara:
"Yol boyunca; seyrek meşe çalılıklarını, meşe - karaçam karışımı daha sık ve boylu bir yapı izler. Bu yapı kimi yerlerde saf meşe alanlarına dönüşür. Daha sonra gelen derin vadide; elma, armut ceviz, kiraz, vişne ağaçlarının yetiştirildiği meyve bahçeleri ile tarlalar vardır. ‘Ankara Armudu’ olarak bilinen çeşidin güzel örneklerinin bulunduğunu ayrıca belirtmek yerinde olur. Vadinin yukarı yamaçlarında seyrek olarak dağılımış karaçamların bulunduğu orman vardır.Yazı ve fotoğraflar: fotogezi.blogspot.com
Koruma altına alınarak giriş kapısı yapılmış alana yaklaşınca; görüntü ve soluduğunuz havanın değiştiğini kolaylıkla anlarsınız. Tekdüze renkler yerini renk varsıllığına terk eder. Havanın nemi artar, serinliği duyumsanır. Artık ‘Bozkır’ bitmiş, yerini ‘Karadeniz ardı’ olarak nitelenen ortama bırakmıştır. Ormanın yetişmesinde, kurak dönem olan haziran, temmuz, ağustos aylarında yağan yağışın miktarı çok önemlidir ve belirleyici nitelik taşır. "
"Gölün güney, batı ve kuzeybatı yönünde yer alan kesiminde, Gürgen ormanı yer alır. En belirgin ve olağan dışı sayılan orman yapısı burasıdır. Avrupa - Sibirya bitki bölgesinin unsurları vardır. Gürgenin yanı sıra akçaağaç, ıhlamur, üvez, titrek kavak ağaçları vardır.
Ormanda hayat kat kattır. Ağaçların arasında bir alt katı çalılar oluşturur: Fındık, tüylü kartopu, Yemişen, hanımeli, taflan, yaban gülü, boruk, karamuk, böğürtlen, bodur mürver vb...
En altta ise ot katı: Çayır otları, burçak.
Gölün kuzey yamacından başlayarak, sarıçam ormanına değin karaçam ve titrek kavak ağaçları birlikte yaşarlar.
Çalı katı : Katran ardıcı, Yemişen, karamuk, karagöz, hanımeli, yaban gülü, alıç, boruk, çakal eriği, meşe, ahlat, yabani sinameki ve dağ muşmulası.
Ot katı : keven, kekik türleri ile öteki otsu bitkiler.
Titrek kavak göl çevresinde, çanağın üst basamağında bulunan alanda, çeşitli nedenlerle açılmış yerlerde (yol yapımı, eneıji hattı vb.) ve karaçam alanlarında yoğun olarak yetişir. Orman örtüsü kalkmış alanların yeniden ormanlaşması için öncü görev üstlenir. Bunun yanında akçaağaç, üvez, karaçam ağaçları görülür.
Çalı katı: adi fındık , hanımeli, tüylü kartopu , üvez, yaban gülü, kuşburnu, yemişen, geyikdikeni, man meşesi . En altta otsu bitkiler yer alır.
Karaçam sınırından sonra yer alan ve sarıçamın baskın olduğu alanda orman içi boşluklar ile ormanın sınır çizgisinde Bodur ardıç grupları görülür. Bodur ardıcın boyu bir metreyi geçmez.
En altta: Kekik, ak yıldız, anason, acı yavşan, civan perçemi, düğün çiçeği yüksük otu, labada, karahindiba, altın otu vb. otsu bitkiler .
Sarıçam ormanı, Karaçam sınırından sonra yer alır. titrek kavak, Çınar yapraklı akçaağaç ve üvez ağaçlarıyla birlikte görülür.
Çalı katı: bodur ardıç , hanımeli, tüylü kartopu ."
Kaynak ve alıntılar: Ahmet Demirtaş - KırÇev