Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kurtuluş Savaşı'nda Türkiye Büyük Millet Meclisi

Ankara Ulus meydanında bulunan I. Türkiye Büyük Millet Meclisi binasının inşasına, 1915 yılında başlanmıştır. İttihat ve Terakki Cemiyeti binası olarak tasarlanmış binanın planı evkaf mimarı Salim Bey tarafından yapılmış, inşasına ise kolordu mimarı Hasip Bey nezaret etmiştir. Türk mimari stilinde olan iki katlı binanın duvarlarında Ankara taşı andezit kullanılmıştır. Meclisin, 23 Nisan 1920'de bu binada toplanması kararlaştırıldığında henüz bitirilmemiş olan bina, milli bir heyecanın eseri olarak milletin katkısıyla tamamlanmıştır. 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet ilan edilmiştir. 23 Nisan 1920 ile 15 Ekim 1924 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina 23 Nisan 1961'de Kurtuluş Savaşı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Müzesi olarak ziyarete açılmıştır.

Erzincan'da Uzaydan Görünen Atatürk Portresi

Erzincan merkezinin altı kilometre kuzey batısında, Menderes Caddesi üzerinde Işıkpınar köyünün bir kilometre doğusunda, Keşiş Dağı'nın batı yamacında uzaydan bile görülebilen bir Atatürk portresi ve imzası... İşte Google earth'den kendiniz görün...

Titrek Kavağın Öyküsü

Sigara dumanlı odalardan, kapalı mekanlardan dışarı çıkıp, serin rüzgarı yüzümüzde hissederek etrafımıza baktığımızda sürprizlerle doludur, doğanın renklerle oynaşmayı sevdiği sonbahar... Yıllardır doğa yürüyüşlerinde gördüğümüz, sonbaharda renkleriyle bizi büyüleyen, kıpır kıpır kıpırdayan kıpkırmızı, sapsarı veya kahverengi bir ağaç dikkatimi çeker. Yeşil yapraklı çamların arasında olağanüstü bir görüntü oluştururlar. Beyaz bulutlarla süslenmiş masmavi gökyüzünün altında capcanlı renklerle güneşte pırıl pırıl parlarlar. En sevdiğim tablodur bu. Hep merak etmişimdir. Neden? Nasıl böyle canlı, nasıl böyle kıpır kıpırdır?

Tunç Çağının Büyük Çöküşü

Bronz Çağı'nın sonunda Güneybatı Asya’da ve Doğu Akdeniz’de, hızlı, yıkıcı ve kültürel dağılmalara yol açan bir dizi toplumsal çöküş yaşandı. Doğu Akdeniz’deki Bronz Çağı sonlarının karakteristik saray ekonomileri yerine bu çöküşleri izleyen 400 yıl boyunca yalıtılmış köy toplulukları geçti. Merkezi otoriteler yok oldu. Yazılı belgelere rastlanmayan karanlık bir çağa girildi. Neden? Ne oldu? Nasıl oldu?...

Mevlana'dan...

Hiç sorma ki O Yar, gönlüme nasıl sığar. Bir bedende kaç binlerin canı yaşar. Bir buğday tanesinde bin harman savrulur. Bir iğne deliğinde binlerce evren var... Mevlana Celaleddin Rumi