Fotoğraflar ve gezi öyküleriyle adım adım Anadolu...
Bu Blogda Ara
Mevlana'dan...
Hiç sorma ki O Yar, gönlüme nasıl sığar.
Bir bedende kaç binlerin canı yaşar.
Bir buğday tanesinde bin harman savrulur.
Bir iğne deliğinde binlerce evren var...
Yıl 1921, Aralık ayında kar birdenbire bastırmış, Küre ve Ilgaz dağlarından geçen İnebolu-Ankara yolu kapanmıştı. Cepheye giden nakliye kolları geceye kalmadan yakın köy ve hanlara sığınmışlardı...
Sabahın erken saatinde tur otobüsünü bekliyorum. Durağa gelen bir kaç hanım "Yozgat'a mı gideceksiniz?" diye soruyor. "Evet" diye cevaplıyorum. İçlerinden birisi "Napacaksınız Yozgat'ta, işiniz mi yok?" diye soruyor. "Siz niye gidiyorsunuz?" diyorum. "Ben Yozgat'lıyım" diyor. Doğrusu bu durum Yozgat hakkındaki genel kanıyı özetliyor. Oysa ben size: "Enya, Loreena McKennitt ve Asteriks aslen Yozgat'lıdır" desem ne derdiniz?
Eskişehir'den Ankara yönünde giderken Polatlı'ya yaklaştığımızda yolun kuzey tarafında beyaz merdivenli bir anıt yapı dikkatimizi çeker hep, önünden geçip giderken, ne olduğunu bilmeden... Merak ettik, gittik baktık... İşte Sakarya Şehitleri Anıtı ve Sakarya Köyü'nün öyküsü...