Ana içeriğe atla

Kenelerden Korunmak İçin

Havaların ısınması ile birlikte kene ısırması ile bulaşan kanamalı kırım kongo hastalığı haberleri ve konu ile ilgili şehir efsaneleri artmaya başladı.

Tabii biz de dağ, bayır orman gezdiğimiz için araştırdık.



Keneler Ixodoidea ailesinden bir çeşit Acarina. Örümceklerle ve mite'larla akraba.

Bulaştırdığı hastalık Kırım Kongo Kanamalı Ateşi. Bunyaviridae ailesinden bir Nairovirus, RNA virüsü, Crimean-Congo hemorrhagic fever virus tarafından yapılıyor. Tedavisi Allah Kerim şeklinde... Dolayısıyla her işte olduğu gibi en iyi tedavi hastalığa hiç yakalanmamak...

Öncelikle tabii ki kene ile bulaşan hastalıklardan korunmak için kene tarafından ısırılmamak gerekiyor. Bunun için de keneleri kendimizden uzak tutmak için vücuda sürülebilen böcek kovucu ilaçlardan sürmek ve hatta giysilerimizin üzerine püskürtmek gerekiyor. Mümkün olduğu kadar kapalı giysiler giymek gerekiyor.

"Beyaz giyinin" şeklinde bir tavsiye var... Araştırdık neden acaba, keneler beyaz sevmez mi diye... Yok ama, yaz günü beyaz giydiğinizde en azından güneşte fazla sıcaklamıyorsunuz, bir de kene konduğunda beyazın üzerinde kolay görebiliyorsunuz.

Kene ısırdı, napiim?

"Bişi olmaz!" deyip ısırıldığınız durumlarda yapılacak iki şey var:

Ya hemen bir sağlık kuruluşuna gidiyorsunuz, ya da bir cımbızla, sizi ısırdığı, cildinize en yakın yerden, dişlerinden kavrayarak vida gibi sökerek çıkarıyorsunuz. Kesinlikle üzerine bir şey dökmüyorsunuz, patlatmıyorsunuz, ezmiyorsunuz. Çünkü cildinize bulaştığında size virüsü bulaştırıyor. Üzerine bir şey döktüğünüzde kusuyor, yine size virüsü bulaştırıyor. Cildinizden ne kadar kısa sürede uygun biçimde çıkarılırsa o kadar iyi...



Kene cildinizde iken hiç bir şekilde üzerine hiç bir şey dökmüyorsunuz. Bu arada, arkadaşlarınız, akrabalarınız, babanız, sevgiliniz, güvendiğiniz, fikirlerine itibar ettiğiniz kişiler, büyükleriniz, borsa danışmanınız, size, üzerine sıvı sabun, alkol, tereyağ, terebentin, benzin, uhu, dişmacunu, petrol, yoğurt gibi çeşitli maddeler döktüğünüzde kenenin kendiliğinden çıktığına, sigara ya da kibritle yakarsanız ne kadar da iyi olacağına dair itina ile hazırlanmış mailler göndereceklerdir, onlara inanmıyorsunuz. Bir müddet sonra daha ikna edici yöntemler önereceklerdir, her sene baştan, sizi kandırmak için her yolu deneyeceklerdir, değişen bir şey olmadı, yine kenenin üzerine bir şey dökmüyorsunuz...

Şu anda okumakta olduğunuz gibi web sayfalarına, özellikle "Güven bana..." diyenlere güvenmiyorsunuz. Sağlam referanslar arıyorsunuz, o yüzden yetkili kurumların güvenilir web sayfalarına bakıyorsunuz...

http://www.kirim-kongo.saglik.gov.tr/
http://www.cdc.gov/ncidod/dvbid/lyme/ld_tickremoval.htm

Keneyi vücudunuzdan çıkardıktan sonra ezmiyorsunuz, patlatmıyorsunuz, bulaştırmıyorsunuz. Alkol veya çamaşır suyuna atarak öldürebiliyorsunuz. Öldükten sonra çöpe ya da kanalizasyona atabiliyorsunuz.

Kene ile temastan sonra kendinizi 10 gün süreyle izleyin. Ani başlayan ateş, baş ağrısı, şiddetli halsizlik, bulantı ve kusma gibişikâyetler olursa en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.

ABD sağlık bakanlığı bu kısa açıklamada, telaşa gerek olmadığını, keneyi cildinizden çıkardıktan sonra cildinizi sabun ve suyla yıkamanızın yeterli olacağını yazmış.
Kenenin dişlerinin derinizde kalmış olmasının fazla önemi olmadığını, eğer keneyi patlatmadan ve kusturmadan çıkarmışsanız virüsün size bulaşmayacağını yazmış. Sağlam olsun diye cildinizi alkol veya tentürdiyot kullanarak temizleyebilirsiniz.

Siz yine de tedbirinizi baştan alıp, her çeşit mahlukata karşı kapalı giyinip, böcek kovucu ilaç kullanıyorsunuz, pantolon paçalarını çoraplarınızın içine sokuyorsunuz, yanınızda cımbız ve alkol taşıyorsunuz...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asteriks, Loreena McKennitt, Enya ve Yozgat

Sabahın erken saatinde tur otobüsünü bekliyorum. Durağa gelen bir kaç hanım "Yozgat'a mı gideceksiniz?" diye soruyor. "Evet" diye cevaplıyorum. İçlerinden birisi "Napacaksınız Yozgat'ta, işiniz mi yok?" diye soruyor. "Siz niye gidiyorsunuz?" diyorum. "Ben Yozgat'lıyım" diyor. Doğrusu bu durum Yozgat hakkındaki genel kanıyı özetliyor. Oysa ben size: "Enya, Loreena McKennitt ve Asteriks aslen Yozgat'lıdır" desem ne derdiniz?

Karboğazı Destanı

Karboğazı Muharebesi, Kurtuluş Savaşı'nda Toros dağlarında Fatma Nine, yörükler ve köylülerden oluşan Milli Kuvvetler ile Fransız ordusu arasında kara savaşı. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisinden sonra Osmanlı ordusu Mondros Mütarekesiyle silahsızlandı. Müttefikler, ateşkesten 47 gün sonra 17 Aralık 1918'de Mersin'i işgal ettiler. Hemen ardından Fransa güney Anadolu'nun çoğunu işgal etti. Güneybatı İtalyan kontrolü altında olduğundan, Türkiye Akdeniz'le irtibatını kaybetti. Dağları kontrol etmek için Fransız planı : Fransa deniz kıyısını ve Çukurova gibi alüvyal ovaları kontrol etmeye çalıştı. Ancak Toros Dağlarındaki köylülerin ve göçebe Yörük obalarının kontrolü zordu. Dahası, Akdeniz kıyılarından Orta Anadolu'ya ana geçit olan antik çağın Kilikya Kapısı Gülek Geçidi, milli kuvvetlerin sürekli tehdidi altındaydı. Gülek Geçidi'nin etrafında Fransız hakimiyetini sağlama görevi için Binbaşı Mesnil yönetiminde bir tabu

Kurtuluş Savaşının Kadın Kahramanları: Şerife Bacı

Yıl 1921, Aralık ayında kar birdenbire bastırmış, Küre ve Ilgaz dağlarından geçen İnebolu-Ankara yolu kapanmıştı. Cepheye giden nakliye kolları geceye kalmadan yakın köy ve hanlara sığınmışlardı...