Ana içeriğe atla

Kuru Dallardan Sanat Eserine



Uğur Şenel Tarsus'lu eski bir beyaz eşya bayii. Asya krizi, Rusya krizi, 2001 krizi, küresel ekonomik kriz derken Tarsus'taki işini bırakmış, Çamlıyayla'da, Namrun Kalesinin altındaki yayla evine yerleşmiş. Şalvarını giymiş, para ile olan ilişkisini minimuma indirmiş. Kendisine tam bir ev ekonomisi ve doğa ile içiçe bir sanat dünyası yaratmış. Bu gün Torosların sarp tepelerinin, Bolkarların yamacındaki yayla evinin bahçesine konuk oluyoruz.



"Doğa herşeyi veriyor"

Bahçesinde ekiyor, biçiyor. Eski eşyaları değerlendiriyor. Kimsenin odun olarak bile değer vermeyeceği kuru dal ve kök parçalarından süs eşyaları ve sanat eserleri yaratıyor. Ev ve bahçe mobilyalarını kendisi yapıyor. Evinden geleni gideni eksik olmuyor. Halk eğitim merkezi öğretmenleri, öğrencileri sık sık ziyaretine gelmeyi seviyorlar. Bazen sevenleri buldukları şekilli taşları, dal ve kök parçalarını getiriyorlar ve merakla "bu neye benziyor?" diye soruyorlar. Uğur Bey gülerek "Hiç bir şeye benzemiyor" diye takılıyor onlara...



Uğur bey eline geçen hiç bir şeyi ziyan etmiyor. Evinde çevresinde tüketim ekonomisi değil ev ekonomisi var. Doğada çöp diye bir şey yok...

Ahşap kapıdaki kilidi açarak bizi evinin bodrum katındaki atölyesine davet ediyor. İçerisi 19. yüzyılın sonlarında yapılmış dikiş makinalarından ağaç köklerinden yaptığı heykellerden, tablolara kadar pek çok şeyle dolu bir müze gibi adeta. Herbirini ayrı ayrı özenle alarak öykülerini bizimle paylaşıyor.



Torosların bu tarafında Bolkar dağlarını vadileri köşe bucak biliyor. Belgesel yapımcısı Cemal Gülas çekim için buralara geldiğinde Uğur Bey'e konuk lup ondan rehberlik yapmasını istemiş.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asteriks, Loreena McKennitt, Enya ve Yozgat

Sabahın erken saatinde tur otobüsünü bekliyorum. Durağa gelen bir kaç hanım "Yozgat'a mı gideceksiniz?" diye soruyor. "Evet" diye cevaplıyorum. İçlerinden birisi "Napacaksınız Yozgat'ta, işiniz mi yok?" diye soruyor. "Siz niye gidiyorsunuz?" diyorum. "Ben Yozgat'lıyım" diyor. Doğrusu bu durum Yozgat hakkındaki genel kanıyı özetliyor. Oysa ben size: "Enya, Loreena McKennitt ve Asteriks aslen Yozgat'lıdır" desem ne derdiniz?

Karboğazı Destanı

Karboğazı Muharebesi, Kurtuluş Savaşı'nda Toros dağlarında Fatma Nine, yörükler ve köylülerden oluşan Milli Kuvvetler ile Fransız ordusu arasında kara savaşı. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisinden sonra Osmanlı ordusu Mondros Mütarekesiyle silahsızlandı. Müttefikler, ateşkesten 47 gün sonra 17 Aralık 1918'de Mersin'i işgal ettiler. Hemen ardından Fransa güney Anadolu'nun çoğunu işgal etti. Güneybatı İtalyan kontrolü altında olduğundan, Türkiye Akdeniz'le irtibatını kaybetti. Dağları kontrol etmek için Fransız planı : Fransa deniz kıyısını ve Çukurova gibi alüvyal ovaları kontrol etmeye çalıştı. Ancak Toros Dağlarındaki köylülerin ve göçebe Yörük obalarının kontrolü zordu. Dahası, Akdeniz kıyılarından Orta Anadolu'ya ana geçit olan antik çağın Kilikya Kapısı Gülek Geçidi, milli kuvvetlerin sürekli tehdidi altındaydı. Gülek Geçidi'nin etrafında Fransız hakimiyetini sağlama görevi için Binbaşı Mesnil yönetiminde bir tabu

Kurtuluş Savaşının Kadın Kahramanları: Şerife Bacı

Yıl 1921, Aralık ayında kar birdenbire bastırmış, Küre ve Ilgaz dağlarından geçen İnebolu-Ankara yolu kapanmıştı. Cepheye giden nakliye kolları geceye kalmadan yakın köy ve hanlara sığınmışlardı...