Ana içeriğe atla

Doğa Kış Mevsimine Hazırlanırken

Donmuş gölde sonbahar yapraklarıKış geliyor. Yazdan itibaren günler hızla kısalıyor. Isıtmayan güneş gölgeli dalların arasından ışık oyunları yapıyor. Kurbağalar kayboldu. Mevsim dönüyor. Doğa artık kışa hazırlanıyor.

Kendi yarattığımız duvarların ve perdelerin arkasından çıkıp biraz olsun baktığımızda çevremize, görürüz ki doğada herşey mükemmel bir düzen içinde işliyor...

Yapraklara yeşil rengini veren klorofil, kloroplastların bünyesinde, güneş ışınlarını bir güneş paneli gibi toplayıp, hava, su ve güneş ışığını birleştiren eşsiz bir kimyasal reaksiyonla nişasta ve basit şekerleri, dolayısıyla yaşamı oluşturur. İlkbahardan itibaren yaz boyunca, sonbahara kadar tüm dünyada devam eden bu küresel üretim havadan karbondioksit alır ve karşılığında oksijen verir. Bitkiler tükenen klorofillerin yerine yenisini üretirler.

Sonbaharda artan soğuklar ve azalan günışığı ile bu işlemlerin maliyeti artar ve artık bitkilere yük oluşturmaya başlar... Bitkiler klorofil üretimini keserler, yapraklarda yeşil rengi veren klorofil kaybolur, yerini kırmızı, sarı, kahverengi renkleri oluşturan diğer pigmentler alır. Ve giderek işlevini yitiren, artık bitkiye yük oluşturan yapraklar tamamen dökülür. Bitkiler kışa hazırlanır, enerji tasarrufuna gider. Dökülen yapraklar toprağa karışır, çürür, ilkbaharda yeniden doğacak yaşama gübre olur...

Ormanda oynaşan ışık perileri: Foton difüzyonuFotosentezle her yıl yaklaşık olarak 200-500 milyar ton karbondioksit dönüşüme uğrar. Fotosentez, ışık enerjisini kimyasal bağ enerjisine dönüştürerek ilk basamaktaki organik madde üretimini sağlayan mekanizmadır. Yeryüzündeki tüm canlıların var olabilmesi ve yaşamlarını sürdürebilmeleri için gerekli enerji fotosentez olayı sırasında elde edilir. Fotosentezle havanın CO2 ve O2 dengesi korunur. Yeryüzüne ulaşan güneş ışınlarının yarısı doğada fotosentezde kullanılır.

İşte Ankara'nın turşularıyla meşhur Çubuk ilçesinde, bir cennet köşesi Karagöl. Ama ne yazık ki çöplerimizle, atıklarımızla, naylon poşetlerimizle doldurmuşuz. Naylon icad olup, doğada mertlik bozulalı beri... Ne yazık ki doğada en uzun sürede çözünecek malzemeyi en kısa kullanımlar için, marketten eve gelene kadar geçecek kısa bir süre için kullanır ve kendi çöpümüzün içinde kayboluruz. Doğanın en güzel nimetlerinden yararlanıp karşılığında en kötü maddeleri ve zehirleri veririz. Böylece kendi annemizi, yani doğayı, ve kendimizi, ve çocuklarımızın geleceğini zehirleriz yavaş yavaş... Oysa bitkiler bize öğretir nasıl yaşanacağını. Ot anlatır soranlara... Bana da kurumaya yüz tutmuş yaşlı bir ot anlattı, geçen baharda doğmuş. Altı aylık ömründe. Çiçekmiş o zaman... "Ot kadar olamadınız" dedi giderayak sonbaharda... "Git söyle insan kardeşlerine"...

Fotoğraflar: 1: Donmuş gölde sonbahar yaprakları. 2: Ormanda oynaşan ışık perileri: Işığın kırınımı.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Asteriks, Loreena McKennitt, Enya ve Yozgat

Sabahın erken saatinde tur otobüsünü bekliyorum. Durağa gelen bir kaç hanım "Yozgat'a mı gideceksiniz?" diye soruyor. "Evet" diye cevaplıyorum. İçlerinden birisi "Napacaksınız Yozgat'ta, işiniz mi yok?" diye soruyor. "Siz niye gidiyorsunuz?" diyorum. "Ben Yozgat'lıyım" diyor. Doğrusu bu durum Yozgat hakkındaki genel kanıyı özetliyor. Oysa ben size: "Enya, Loreena McKennitt ve Asteriks aslen Yozgat'lıdır" desem ne derdiniz?

Karboğazı Destanı

Karboğazı Muharebesi, Kurtuluş Savaşı'nda Toros dağlarında Fatma Nine, yörükler ve köylülerden oluşan Milli Kuvvetler ile Fransız ordusu arasında kara savaşı. Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisinden sonra Osmanlı ordusu Mondros Mütarekesiyle silahsızlandı. Müttefikler, ateşkesten 47 gün sonra 17 Aralık 1918'de Mersin'i işgal ettiler. Hemen ardından Fransa güney Anadolu'nun çoğunu işgal etti. Güneybatı İtalyan kontrolü altında olduğundan, Türkiye Akdeniz'le irtibatını kaybetti. Dağları kontrol etmek için Fransız planı : Fransa deniz kıyısını ve Çukurova gibi alüvyal ovaları kontrol etmeye çalıştı. Ancak Toros Dağlarındaki köylülerin ve göçebe Yörük obalarının kontrolü zordu. Dahası, Akdeniz kıyılarından Orta Anadolu'ya ana geçit olan antik çağın Kilikya Kapısı Gülek Geçidi, milli kuvvetlerin sürekli tehdidi altındaydı. Gülek Geçidi'nin etrafında Fransız hakimiyetini sağlama görevi için Binbaşı Mesnil yönetiminde bir tabu

Kurtuluş Savaşının Kadın Kahramanları: Şerife Bacı

Yıl 1921, Aralık ayında kar birdenbire bastırmış, Küre ve Ilgaz dağlarından geçen İnebolu-Ankara yolu kapanmıştı. Cepheye giden nakliye kolları geceye kalmadan yakın köy ve hanlara sığınmışlardı...